GENEL BAŞKAN KAAN: Türkiye’nin Barışçıl Çözüm Önerileri Göz Ardı Edildi

Müstakil Sanayici ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (MÜSÄ°AD) Genel BaÅŸkanı Abdurrahman Kaan, DoÄŸu Akdeniz’de meydana gelen geliÅŸmeler, Türkiye’nin enerji ihtiyacı, 2023 Vizyonu doÄŸrultusunda enerji sektörüne iliÅŸkin planlanan hedefler ve Türkiye’nin petrol arama faaliyetleri ile ilgili Dünya Gazetesi’ne kapsamlı deÄŸerlendirmelerde bulundu

DoÄŸu Akdeniz’de son dönemde Ä°srail, Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan, Lübnan, Suriye ve son olarak Libya ekseninde, tansiyonun giderek artmasına yol açan enerji merkezli adımlar atıldığını kaydeden Genel BaÅŸkan Abdurrahman Kaan, sürecin saÄŸlıklı bir ÅŸekilde ele alınabilmesi için yakın tarihin iyi irdelenmesi gerektiÄŸine dikkat çekti.

GKRY’nin Akdeniz’deki enerji kaynakları konusunda, adada söz sahibi olan KKTC ve DoÄŸu Akdeniz’de en uzun kıyı ÅŸeridine sahip Türkiye’yi 2000’li yılların başından bu yana göz ardı ederek hareket ettiÄŸini belirten Kaan, Rum yönetiminin Mısır'la 2003'te, Lübnan'la 2007'de ve Ä°srail'le 2010'da imzaladığı sözde Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlandırma anlaÅŸmalarıyla bölgeyi tek taraflı olarak 13 parsele böldüÄŸünü vurguladı.

GKRY tarafından ilan edilen MEB parsellerinin Kıbrıs'ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığıyla, 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin ise KKTC'nin hak iddia ettiÄŸi alanlarla çakışmakta olduÄŸu vurgulayan Kaan, bu durumun Türkiye ve KKTC açısından kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade etti.

Bölgeye sınırı olmamasına raÄŸmen ABD, Rusya, Ä°ngiltere, Fransa ve Ä°talya’nın da uluslararası enerji ÅŸirketleriyle bölgede faaliyetlerde bulunduÄŸuna deÄŸinen Kaan ÅŸu ÅŸekilde konuÅŸtu:

Türkiye Dışlanmaya Çalışılıyor

“Bölgedeki sözde MEB alanlarında sondaj izni verilen Ä°talyan ENI, Fransız Total, Rus Novatek, ABD'li Noble Energy ve Exxon Mobil ÅŸirketlerine güvence saÄŸlamak üzere ilgili devletlerin donanmalarının DoÄŸu Akdeniz'de konuÅŸlanması ve AB'nin, üyesi GKRY'e destek açıklamaları ile DoÄŸu Akdeniz birçok ülkenin söz sahibi olmak istediÄŸi önemli bir merkez haline geldi.

DoÄŸu Akdeniz’e sınırı bulunan ülkelerden İsrail’in enerji ÅŸirketleri, Delek ve Avner, ABD’li ortakları Noble Energy ÅŸirketiyle sözde 12. parselde yer alıyor. Söz konusu sahada birçok doÄŸal gaz yatağı keÅŸfeden Ä°srail-ABD ortaklığı, 2009'da Ä°srail açıklarında 280 milyar metreküplük rezerve sahip Tamar ve 2010'da da 620 milyar metreküplük Leviathan gaz sahalarının keÅŸfini gerçekleÅŸtirdi.

DoÄŸal gaz ihracatında bölgesel yönde adımlar atan Ä°srail, Yunanistan ve GKRY ile Akdeniz'in altından Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya gaz gönderecek East-Med adlı bir boru hattı projesini hayata geçirmek istiyor. Projenin ilk gündeme geldiÄŸi zamanda en ekonomik ve mantıklı rotanın Türkiye'den geçtiÄŸi gerçeÄŸi nedeniyle Türkiye ile yakın temaslar kuran Ä°srail, sonrasında bölgede ABD'nin de desteÄŸini almaya çalışarak Türkiye'yi dışlamayı amaçlayan ittifaklar oluÅŸturdu.”

Türkiye’nin Barışçıl Çözüm Önerileri Göz Ardı Edildi

Türkiye’nin uluslararası hukuktan doÄŸan egemenlik haklarını ve Kıbrıs’taki garantörlük sorumluluÄŸu dolayısıyla Kıbrıs Türklerinin haklarını da korumak amacıyla önlemler aldığını kaydeden Kaan, KKTC ve Türk hükümetlerinin GKRY’nin tek taraflı giriÅŸimlerine karşın barışçıl çözüm yolları aradığını ve birçok çözüm önerisinde bulunduÄŸunu vurguladı.

Tüm iyi niyetli çözüm önerilerinin Rum yönetimi tarafından sonuçsuz bırakıldığına dikkat çeken Abdurrahman Kaan, Türkiye’nin bölgedeki varlığını ve ekonomik faaliyetlerini artırarak kendisini Akdeniz’de kuÅŸatmaya, Kıbrıs adası ile bağını koparmaya, enerji kaynaklarını gasp etmeye yönelik hamlelere mukabil sert hamlelerle cevap verdiÄŸini ifade etti.

Kaan, Türkiye’nin son derece haklı gerekçelerle sondaj gemileri Fatih ve Yavuz’u, sismik arama gemileri Barbaros Hayreddin PaÅŸa ve Oruç Reis’i hidrokarbon çalışmaları yapmak için görevlendirdiÄŸini ve TBMM’de grubu bulunan AK Parti, MHP, CHP ve Ä°yi Parti’nin, hükümetin sergilediÄŸi bu tutuma destek vermesinin oldukça önemli olduÄŸunu vurguladı.

Türkiye Jeopolitik Konumu Ulusal Çıkarlarımız Ä°çin Avantaja Çevirmeli

Artan nüfus ve sanayileÅŸmeye paralel olarak tüm dünyada enerji talebinin giderek arttığını kaydeden Genel BaÅŸkan Kaan, bu durumun özellikle geliÅŸmekte olan ülkelerde daha etkili olacağını kaydetti.

Avrasya üzerinden yapılan nakillerdeki artışın ülkemiz açısından çok önemli bir hale geldiÄŸini kaydeden Kaan, Türkiye’nin stratejik konumuyla hem kara hem de boÄŸaz trafiÄŸi ile geçiÅŸe hizmet verdiÄŸini vurguladı.

Türkiye’nin yakın sınır iliÅŸkileri ve ittifaklar açısından tehlikeli bir jeopolitik konumda yer aldığını vurgulayan Kaan, son dönemlerde iyice belirginleÅŸen etnisite problemleri, Avrupa’da siyasallaÅŸan ayrılıkçı etnik hareketler, AB süreci ile uluslararası ticarette ve WTO nezdinde artan Çin etkisi gibi geliÅŸmeler karşısında, “Türkiye’nin köprü kimliÄŸi”nin Türkiye’ye yüklediÄŸi risk ve fırsatların çok iyi analiz edilerek risklerin minimize ya da nötralize edilmesi, fırsatların ise geliÅŸtirilip, güncellenerek ulusal çıkarlarımız doÄŸrultusunda kullanılabilmesi gerektiÄŸi kaydetti.